and " Fransiz edebiyatinin en buyuk yaraticilarindan olan Michel Tournier'nin basyapitini sunuyoruz bu kez. Tournier yasadigimiz hayata anlam verebilmek icin hikayelere ihtiyacimiz oldugunu dusunen ve kolektiflik kazanmis hikayeler denebilecek mitoslari da ciddiye alan bir yazar. Temel kaygisi Bati kulturunun temel mitoslarini donusturerek bambaska anlamlandirma ve yasama imkanlarina isaret etmek! Yazdigi bu ilk romanda ise Bati modernliginin "girisimci birey" kultunu, "vahsileri ve dogayi uygarlastiran beyaz adam" imgesini, "uretim, tuketim" tapinmasini ve "zaman, duzen, disiplin" kaygisini en ozlu bicimde ifade eden Robinson mitini paramparca ederek, heyecan verici bir doga dusunce sentezini mustulayan cok farkli bir mitoloji insa ediyor. Cuma ya da Pasifik Arafi Spinoza'dan Levi-Strauss'a, Hegel'den Sartre'a bir dizi dusunure atiflar iceren bir dusunce romani olmasina karsilik bir macera romani kadar da surukleyici. Felsefenin edebiyatla da dusunulebilecegini gosteren muthis bir ornek. Dustugu adada Bati kulturunu minyatur boyutlarda yeniden kuran Robinson'un, once doganin, sonra da kendine kole yaptigi 'vahsi' Cuma'nin "baskalik"lariyla yuzyuze gelmesi anlatilirken, butun bir tarih Cuma'nin kahkahalariyla yeniden yaziliyor aslinda. Bati akilciliginin ipligi pazara cikarilirken "baska" turlu dusunmenin ne denli mumkun ve gerekli oldugu gosteriliyor. Bu nefis romani ve Deleuze'un yazdigi sonsozu dikkatle, tekrar tekrar okuyalim ve kendimize su sorulari soralim: Hayatimizda hem bireysel hem de toplumsal anlamda "baskalari" var mi gercekten? Baskalarinin olmadigi, olsa bile dikkate alinmadigi, ezildigi, yok sayildigi bir hayat dayatilmiyor mu bizlere? Baskasi yoksa ben var miyim? Ayrinti Yayinlari olarak Cuma'yi yayinlamaktan ozel bir haz duydugumuzu belirtiyor; edebiyata inanan ve sahici sorularin pesinde olan herkese tereddutsuz oneriyoruz... and "